22 Aralık 2007

Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar.Hiç kimseyi sevmedim seni sevdiğim kadar.Sende başını alıp gitme ne olur.Ne olur tut ellerimi...Ne olur...


Onu o kadar çok özlüyorum ki... Ama bu sebebini bilmediğim, içimi yakarcasına acıtan bir özlem. Bazen alıp başımı onun yanına gitmek istiyorum. Yine yağmur yağsa ve yine o mis kokulu (kendi kokusu), lacivert polarını üstüme sanki beni incilticekmiş gibi hafifce koysa... Yine tüylerim ürperse, yine içimde deli gibi rüzgarlar esse ve yine ellerimi tutsa. Özlemenin de aşkı bu kadar tutkulu hale getireceğine inanmazdım. Ama artık herşeyi o kadar farklı görüyorum ki. 3 gün sadece 3 gün... İnsanı nasıl olur da böylesine değiştrebilirki ? İstiyorum sadece onu istiyorum. Belki de bu yazdıklarım insanlara çok saçma gelebilir ama bu yazdıklarım sadece duygularım. Ne bir eksik ne de bir fazla.. Sizlere herşeyi olduğu gibi yazıyorum.. Ben nedense birisine bağlanınca herşeyimle bağlanıyorum... Bütün benliğimle... Zaten aşk da böyle birşeymiş... Araya ne girerse girsin, ne söylenirse söylensin bitmeyecek, tükenmeyecek aksine bazen daha da çok artacak bir duygu... Sana hala deli gibi aşığım sevdiğim... Seni bırakıp buraya geldiğim için de özür dilerim...

18 Aralık 2007

Ah bu şarkıların gözü kör olsun...



Bugünüm yarın olsa ya da hep yeni baştan yaşamak ne güzel olur hiç başlamamışsan...


Geriye ne kalırdı yaşananları atsan? Seni bir daha yaşamak isterim aslında...


Dinlediğim her şarkıda bir parça buluyorum bu aşka dair.


Yeni baştan yaşamak istediğim gün 3 Mayıs 2005. Aslında tekrar yaşamak istediğim başka günler de var hayatımda ama 3 Mayıs en güzeli, en heyecanlısı ve aşkı hissettiğim , içimin en çok kıpır kıpır ettiği gündü. Aşk tek taraflı olsa bile ..... yazacaktım ama O' nun da bana aşık olduğunu o kadar iyi biliyordum ki; 18 yaşındayım ne gördüm ya da ne yaşadım ki diye düşünülse de yine de bir dişi olarak karşımdaki erkeğin bana olan bakışlarından, yaklaşımından, ellerimi tutuşundan duygularını hissedebiliyorum. İlkokulumu,orta okulumu ve lisemin 2 yılını okuduğum şehre Kayseri'ye beni bağlayan, bana orayı bu şehri sevdiren O'ydu. Hani lise aşkları unutulur biter gider derler ya ben de öyle olur zannettim öyle de oldu gibi görünse de bende öyle bir acı bıraktı, öyle bir yara açtı ki hiç iyileşmeden, kurumadan, öylece duruyor içimde. Benim onu hala düşünmem, acısını deli gibi hissetmem (zaman zaman) alışkanlık mı, saplantı mı, yoksa platonik bir hal alan aşk mı bilemiyorum... Sizce?

16 Aralık 2007


herkese merhaba..

bu yazım kısa olsun;çünkü uyumam gerek :)

buraya neler yazacağımı bilmiyorum ama yazmak istiyorum..

film de çekemedim zaten herşey içimde kalıyor :(

birikiyor birikiyor..

eminim anlıyosunuzdur beni..

herkeslere iyi geceler..